top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıFurkan YAHŞİ

Hekime Şiddet

Güncelleme tarihi: 22 Tem 2022


Basından :

Konya Şehir Hastanesi'nde ..................., Doktor .................... silahla yaralarken, kafasına ateş ederek intihar girişiminde bulundu. Doktor ............... ve saldırgan .................. hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Yunak ilçesi İzzet Baysal Devlet Hastanesi'nde güvenlik görevlisi olarak çalışan ve ....


Uzun uzun düşünmek istedim önce üstünde. Tabiri caizse hangi açıdan düşünürsem düşüneyim herhangi bir mantığın almayacağı bir olay. Birçok şey yazıldı çizildi... ‘’Hekime, sağlıkçıya şiddete hayır’’ dedik, sağlıkçılar protesto yaptılar ve tepkilerini dile getirdiler... Bizler ise olaya biraz daha farklı boyutundan bakacağız şimdi. İş Yerinde İş Sağlığı ve Güvenliği...

Ekrem KARAKAYA hocamız, bir hekim, Konya’da bir hastanede görev yapan bir çalışan. Ölümü ise 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre “ölümlü iş kazası”. Onu ateşli silah ile vurarak yaralayan ve sonrasında kendisini de vuran güvenlik

görevlisi, başka bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kişi. Görevi başında iken bu olay gerçekleşmemiş olduğu için ilgili kanuna göre ona “ölümlü iş kazası” diyemiyoruz. Bir çok açıdan İş Sağlığı ve Güvenliği Çerçevesinde değerlendirmek istediğimiz olaya çıkış noktası olan Güvenlik görevlisi tarafından bakmak istiyoruz önce. Yaptığı iş çok kritik bir öneme sahip. Öncelikle bu işi yapan insanlar, başlangıçta güvenlik görevlisi sertifikasını almak için belli psikolojik ve fizyolojik sağlık koşullarını sağlıyor olması gerekiyor. Bu koşullar uygunsa eğitime katılıp, sınavını geçip sertifikasını alıyor. 5 yıl kullanım süresi var, 5 yıl sonra kısa bir eğitim, bir sınav ve sertifika kolayca yenilenmiş oluyor. 5 yıl süre içerisinde bu kişinin sağlık durumunun, özellikle psikolojik sağlık durumunun nasıl olduğu bilinmiyor. Aslında büyük bir riskle bu kişi tekrardan görevine dönüyor ve belki de anlık bir kriz anına kadar saatli

bomba gibi gerekli donanımı ile görev yerinde oluyor. Bu insanlar, aldığı sertifikaya bağlı olarak silah bulundura biliyor. Silah bulunduran, taşıyan ve yaptığı işin gereği olarak üstünde taşıyan bu insanlar nasıl oluyor da düzenli olarak psikolojik sağlık

muayenesine tabi tutulmuyor anlamak çok güç. Üstelik İş Sağlığı ve Güvenliği Kanuna göre de fiziki olarak periyodik sağlık muayeneleri 3 yılda bir yapılıyor.

Peki Olması gereken bu mu? Bizce yetersiz olduğu için ‘hayır’.

Bu görevdeki çalışanlar, özellikle hastanelerdeyken, doktorların, hemşirelerin tüm sağlık personelinin ve hatta hastaların ve hasta yakınlarının; yani silahsız, korunmasız ve savunmasız kişilerin güvenliğinden sorumlu olan kişiler. Bu nedenle bizce

mümkün olduğu kadar kısa aralıklarla sağlık muayenesinden geçirilip, özellikle psikolojik olarak işe uygunlukları iş yeri hekimi tarafından onaylanmalı ve görevine o şekilde devam etmelidir. Sevgili Ekrem KARAKAYA hocamızı vuran failin

olayın ardından yapılan polis araştırmasında ortaya çıkan bazı videolarının olduğu tespit edildi. Bu videolardan bile aslında psikolojik sağlığının çok iyi olmadığı, en azından bir uzman kontrolünden geçmesi gerektiği az çok anlaşılıyor. Olaya İş

Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri açısından baktığımızda, bu kişi periyodik olarak psikolojik sağlık muayenesinden geçmiş olsaydı, psikolojisinin uygun olmadığı tespit edilip, görev yeri değiştirilseydi ve uygun tedavi ile görevine devam etmiş

olsaydı, böyle bir cinnet anı yaşanıp gencecik hekimimiz, onun sekreteri ve failin kendisi ölür müydü?

Profesyonel yorumumuz; bu olayın bu noktalara asla gelmeyeceği yönünde. İlk cümlelerimizde de söylediğimiz gibi aslında

hangi açıdan bakarsak bakalım mantıklı bir açıklama bulamıyoruz.

Hekimimiz ve onun sekreteri... Ne desek üzüntümüzü nasıl dile getirsek az tabi ki ama bir şeyler dememiz, bir şeyler yapmamız, bir şeyler konuşmamız gerek artık. Evet hekimimizin ölümü, “ölümü iş kazası” sekreterinin başına gelende

“yaralanmalı iş kazası”. Hep diyoruz kazaların %98 i önlenebilir kazalardır diye. Peki bu olay önlenebilir miydi? 6331’e göre yorumlamak istiyoruz.

Çalışanların, iş yerinde güvenliğini sağlamakta iş güvenliğine dahildir. Sağlık çalışanlarımızın böyle bir risk altında olduğu maalesef artık ülkemizin bilinen bir gerçeği. Bu olaylar yeni değil aslında eski belki de çok eski fakat maalesef önlem almak konusunda çok yavaş, riskleri tespit etme aşamasında ise çok gerideyiz. 7 yıl önce Samsun da bir hastanede karısıyla tartışmakta olan adamı ayırmak için araya giren Kadın Doğum Uzmanı hekimimiz bıçaklanarak öldü, yine 7 yıl önce daha önce

hastane kantininde çalışmış bir şahıs silahla hastaneye girip Göğüs Cerrahisi doktorunu 5 yerinden vurarak öldürdü, yine 10 yıl

önce bir hekimimiz hastanın hukuksuz talebine hayır dediği için bıçaklanarak öldürüldü...

Farkında mısınız hepsinde öldürücü bir ekipman var. Bu, bugün silah, dün bıçak, yarın bambaşka bir şey... Daha önce de karşılaşılmış olan bu olaylardan ders almış olmalıydık. Hastanelere hiç kimse bu tarz aletlerle giriş yapamıyor olmalıydı.

Hastane özel güvenlik personelleri ve hastane polisleri özellikle bu konularda daha donanımlı ve eğitimli olmalı, bu tarz tehlikelerde öngörülü davranıp bu şahısların hastanelere girişleri engellenebilir olmalı. Çok hastaneye gittik, bazen ziyaret

bazen muayene için. Bu zamana kadar yalnızca Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde girişlerde X-ray ve turnike olduğuna denk geldik. İş

Sağlığı ve Güvenliğinin vizyonu proaktif olmaktır. Yani kaza ve/veya olay olmadan önce önlem almaktır. Bunu başaramamışsak ve olay gerçekleşmişse bundan sonraki adımımız olayın tekrarlanmaması yönünde olmalıdır. Önlemlerimizi

gözden geçiririz, eğitimlerimizi gözden geçiririz, gerekirse hepsini yeniler ve tüm önlemleri artırırız ki bir daha aynı olayı yaşamayalım.

Sağlık kuruluşlarında iş sağlığı ve güvenliği alanında maalesef sınıfta kaldık. 10 yıl önce,7 yıl önce de benzer şekillerde gerçekleşmiş olan olaylardan ders alıp, şahısların sağlık kuruluşlarına öldürücü aletlerle girmesini önlemeliydik. Sağlık

kuruluşlarında görev alan güvenlik görevlileri ve hastane polisleri bu tehlikeli şahısları daha hastane kapısında tespit edebilmeliydi. Güvenlik görevlileri, sağlık çalışanlarını koruyabilmek için kapıyı kapatıp arkasına yaslanmaktan daha öte önlemler alabilmiş olmalıydı. Maalesef Sağlık kuruluşlarında ve güvenlik sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamından sınıfta kaldık...



Prof. Dr. Adnan Okur - İş Yeri Hekimi / OSGB Genel Müdürü


Sevim Gerçek - İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörü


37 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Önce Güvenlik Sonra İş..

Yaklaşık 5 yıldır sektörde olan bir uzman olarak yazıyorum bu satırları. Yeri geldi uzmanlık yaptım bir çok sektörde, yeri geldi denetçilik yaptım firmalara iş müfettişi gibi, yeri geldi uzman arkadaş

bottom of page